Celcelutiye
Rabbim
hepimize daim etsin. Celcelutiye yıllardır hergün düzenli olarak okumaya gayret
ettiğim evradın başında gelir. Ve nazımın geçtiği her arkadaşa sürekli olarak
tavsiye ederim. Tamamını bitirmek şart değil. Zira zorlayınca bir süre sonra
pes ediliyor. Buna gerek yok.
Hergün
3,5,7 tane beyt okunması bile olsa, hiç yoktan iyidir. Az ve devamlı olduğu
zaman karşılıklı bir dostluk, vefa ve saygı meydana geliyor. Bunu yaşarken
hissediyorsunuz.
Her,
‘Bede'tü
bibismillêhi rûhi bihî nehtedet
İlê keşfî esrarin bibatinihi intavet’
…
dediğinizde, sanki çok sevdiğiniz biri ile yeniden bir yola çıkmak gibi oluyor
ve o ruh dünyası ile okuyor ve tefekkür ediyorsunuz.
Daha
önce detaylı olarak okunması için Kemal Demirez’in kitabını tavsiye etmiştim. Yine Bahaeddin
Sağlam’ın düştüğü şerhe de bir bakılabilir demiştim. Mevzu ne kadar
içselleştirilirse, mana o kadar daha fazla açılabilir.
Üstad
diyor ki;
“Celcelutiye’nin esası ve ruhu olan, ‘El-Kasemü’l-Cami
ve Ed-Da’vetü’ş-Şerife ve El-İsmü’l-Azam’dır. İmam-ı Ali Radıyallahü Anh’ın en
mühim ve en müdakkik Üveysî bir şakirdi ve İslâmiyet’in en meşhur ve parlak bir
hücceti olan Hüccet-ül İslâm İmam-ı Gazalî (R.A.) diyor ki:
‘Onlar vahy ile Peygamber’e (A.S.M.) nâzil olduğu
vakit İmam-ı Ali’ye (R.A.) emretti: Yaz. O da yazdı. Sonra nazmetti.’ İmam-ı
Gazalî (R.A.) diyor: “…Şüphesiz o, dünya ve ahret hazinelerinden bir
hazinedir.” (Sikke-i Tasdik-i Gaybi)
Celcelutiye, Süryanice “bedi” demektir. Ve bedi’
mânâsındadır. (Sikke-i Tasdik-i Gaybi)’’
Biliyorsunuz, İmam-ı Gazâlî’de, İmam-ı Nureddin’den
ders alarak bu Celcelûtiye’nin hem Süryânî kelimelerini, hem kıymetini ve
hâsiyetini şerh etmişti.
Gazâlî (r.a.) diyor ki: “Onlar vahiyle Peygambere
(a.s.m.) nazil olduğu vakit, İmam-ı Ali’ye (r.a.) emretti, ‘Yaz’; o da yazdı,
sonra nazmetti.”
Ve yine der ki;
‘‘Hiç şüphesiz bu kıymetli münacat ve muazzam dua ve
geniş mânâlar ihtivâ eden kasem ve İsm-i Âzam ve bu büyük gizli sır, dünya ve
âhiret hazinelerinden bir hazinedir.’’(Sekizinci Şuâ)
Bu
zamana bakan yönü ile neden önemli olduğunu ise Üstad şu cümle ile ifade
ediyor:
‘‘Celcelûtiye’nin aslı vahiydir ve esrarlıdır ve
gelecek zamana bakıyor ve gaybî umûr-u istikbaliyeden haber veriyor.’’
(Mektubat)
Evet,
konu daha genişletilebilir ama mesele açık. O yüzden okurken geleceği bakan
yönü ile tefekkür edilirse birçok varlık okuması yapılabilir. Evradın yanında
bu nokta ile de değerlendirilebilir.
Celcelutiye Arapça, Türkçe ve Meali
بَدَأْتُ ببسْم الله رُحى به اهْتَدَتْ
إلَى كَشْف أَسْرَارٍ ببَاطنه انْطَوَتْ
Bede'tü
bibismillêhi rûhi bihîhtedet
İla keşfî esrarin bibatinihintavet
1. Bismillah ile başladım; ruhum, O'nun sayesinde o
besmele içinde saklı olan çok sırları keşfetti.
وَصَلَّيْتُ بالثَّاني عَلَى خَيْر خَلْقه
مُحَمَّد مَنْ زَاحَ الضَّلاَلَةَ وَالْغَلَتْ
Ve
salleytü bissani ala hayri halkihi
Muhammedin men zahaddalalete velğalet
2. İkincisinde O'nun yarattıklarının en hayırlısı olan
Hz. Muhammed'e salavat getirdim. O Muhammed ki (dünyadan) bütün dalalet ve
yanlışlıkları gidermiştir.
إلَهي لَقَدْ أَقْسَمْتُ باسْمكَ دَاعياً
بآجٍ وَمَاهُوجٍ جَلَتْ فَتَجلْجَلَتْ
İlahi
lekad aksemtü biismike daiyen
Biacin ve mahucin celet fetecelcelet
3. Ey İlâhım, Senin ismine dayanarak dua ettim. Hep
açık olan ve gittikçe parlayan Ehad ve Bedi' isimlerinle Sana yalvarıyorum.
سَأَلْتُكَ بالاسْم الْمُعَظَّم قَدْرَهُ
وَيَسّرْ أُمُوري يا إلَهي بصَلْمَهَتْ
Seeltüke
bil ismil muazzami gadruhû
Ve yessir umrî ya elihî bisalmehet.
4. Kadîr ve şanı yüce olan isminle Senden istedim. Ey
güçlü (kadîr) Allah'ım, Sen islerimi kolaylaştır.
وَيَا حَيُّ يَا قَيُّومُ أَدْعُوكَ رَاجياً
باجٍ أَيُوجٍ جَلْجَليُّوتٍ هَلْهَلَتْ
Ve
yâ hayyü yâ kayyûmü ed‟ûke
râciyen
Bi
âcin eyûcin celceliyyutin helhelet
5. Ey Hayy ve Kayyûm olan Allah'ım, daima, umut ederek
Sana yalvarıyorum. Ehad ve Bedi' isimlerini şefaatçi yaparak yüksek sesle
bağırıp Sana yalvarıyorum.
بصَمْصَامٍ طَمْطَامٍ وَيَا خَيْرَ بَازخٍ
بمحْرَاثٍ مهْرَاشٍ به النَّارُ أُخْمدَتْ
Bi
samsâmin tamtâmin ve yâ hayra bâzihın
Bi
mıhrâsi mihrâşin bihin nâru uhmidet
6. Denizin ortasına vurulan kılıç gibi olan
isimlerinle ey yaratanların en hayırlısı [a] olan Allah'ım;
hadiseleri yönlendiren, savaş ve barışı sağlayan isimlerinle Sana yalvarıyorum
ki, bu fitne ateşi söndürülsün!
بآجٍ أَهُوجٍ يَا إلَهي مُهَوّجٍ
وَيَا جَلْجَلُوتٍ بالإجَابَة هَلْهَلَتْ
Biâcin
ehûcin yâ ilâhî muhevvicin
Ve yâ celcelûtin bil icâbeti helhelet.
7. Ey İlâhim, her derde, her ise ânında müdahale eden
ve süratli bir şekilde icabet eden Allah, Ehad ve Bedi' isimlerinle sana
yalvarıyorum.
لتُحْيى حَيٰوةَ الْقَلْب منْ دَنَسٍ به
بقَيُّومٍ قَامَ السّرُّ فيه وَ اَشْرَقَتْ
Lituhyî
hayâtel kalbi min denesin bihî
Bigayyûmin gâmessirru fîhî ve eşragat
8. Kayyum ismin hürmetine, kalbimi kirlerinden
temizleyerek ihya et. Ona senin sırrın yerleşip ışık saçsın.
عَلَىَّ ضيَاءٌ منْ بَوَارق نُوره
فَلاَحَ عَلَى وَجْهى سَنَاءٌ وَ اَبْرَقَتْ
Aleyye
dıyâün min bevârikı nûrihî
Felâha
alâ vechî senâün ve ebrakat
9. O sırrın nurunun parıltılarından üzerimde bir
aydınlık bulunsun. Böylece yüzümde bir ışık zuhur edip parlasın.
وَ صُبَّ عَلَى قَلْبى شَآبيبُ رَحْمَةٍ
بحكْمَة مَوْلٰينَا الْكَريم فَاَنْطَقَتْ
Ve
subbe alê kalbî şeâbîbu rahmetin
Bihikmeti mevlânel kerîmi feentagat
10. Kerim olan Mevla’mızın hikmetiyle kalbimin
üzerine rahmet sağanakları dökülsün ve dilim kalbimin tercümanı olarak o
rahmet hazinelerini terennüm etsin.
اَحَاطَتْ بىَ الْاَنْوَارُ منْ كُلّ جَانبٍ
وَ هَيْبَةُ مَوْلٰينَا الْعَظيم بنَا عَلَتْ
Ehâtat
bihil envêru min külli cânibin
Ve heybetü mevlênêl azîmi binâ alet.
11. Her yandan beni nurlar kuşatsın da büyük
Mevla’mızın heybeti bizi yüceltsin.
فَسُبْحَانَكَ اللّٰهُمَّ يَا خَيْرَ خَالقٍ
وَ يَا خَيْرَ خَلَّاقٍ وَ اَكْرَمَ مَنْ بَغَتْ
Fesübhânekellâhümme
yê [k]hayra [k]hâligin
Ve yê [k]hayra [k]hallâgin ve ekrame men beat.
12. Allah'ım Seni tenzih ederim, Sen yaratanların en
hayırlısısın. Ve çok mükemmel bir şekilde çok çok yaratansın ve biat (antlaşma)
yapanların en iyisisin!
فَبَلّغْنى قَصْدى وَ كُلَّ مَأٰربى
بحَقّ حُرُوفٍ بالْهجَاء تَجَمَّعَتْ
Febelliğinî
gasdî ve külle merâribî
Bihaggi hurûfin bilhîcâi tecemmeat.
13. Allah'ım, beni maksadıma ulaştır, bütün
ihtiyaçlarımı gider. Hece harfleri seklinde toplanan Hurûf-u Mukattaa hakki
için...
بسرّ حُرُوفٍ اُودعَتْ في عَزيمَتى
بنُور سَنَاء الْاسْم وَ الرُّوح قَدْ عَلَتْ
Bisırri
hurûfin ûdiat fî azîmetî
Binûri nûri senâil ismi verrûhi gad alet
14. Muskama emanet olarak bırakılan harflerin sırrı
hürmetine; İsimlerinin nûrunun parlaklığı hürmetine; yüce olan Ruhların
hürmetine;
اَفضْ لى منَ الْاَنْوَار فَيْضَةَ مُشْرقٍ
عَلَىَّ وَ اَحْيى مَيْتَ قَلْبى بطَيْطَغَتْ
Efizli
min'el envari ya rabbi feyzuhü
Bissirri ve ahya meyyiti kalbi bisalsalat
15. Bana nurlardan parlak bir feyiz akıt; üzerime
gelsin, Nûr isminle kalbimin ölülüğünü dirilt!
Elê
ve elbisennî heybeten celâleten
Ve küffe yedel eğdâi annî bialmehet
16. Ey Allah'ım, bana bir heybet ve celâl giydir.
Düşmanların ellerini ilim sayesinde benden uzaklaştır.
اَلَا وَ اَلْبسَنّى هَيْبَةً وَ جَلَالَةً
وَ كُفَّ يَدَا الْاَعْدَاء عَنّى بعَلْمَهَتْ
Elê
vehcubennî min aduvvin ve hâsedin
Bihaggi şemâ[k]hin eşme[k]hin sellemet semet.
17. Allah'ım, benimle her nevi düşman ve kıskançlık
arasına perde koy, yüce olan ve barışı sağlayan Kadîr ve Azîz isimlerinin
hürmetine!
بنُور جَلَالٍ بَازخٍ وَ شَرَنْطَخٍ
بقُدُّوس بَرْكُوتٍ به الظُّلْمَةُ اَنْجَلَتْ
Binûri
celâlin bêzi[k]hin ve şeranta[k]hin
Biguddûsi berkûtin bihiz-zulmetuncelet.
18. Tecelli etmekte olan Celâl ve büyüklüğünün
nûruyla; Merhamet ve Şefkatinle; çok çok bereketli olan Kuddüs isminle, Sen bu
karanlıkları aydınlığa çevir.
اَلَا وَ اقْض يَا رَبَّاهُ بالنُّور حَاجَتى
بنُور اَشْمَخٍ جَلْيًا سَريعًا قَد انْقَضَتْ
Elê
vagdi yâ rabbehû binnûri hâcetî
Binûri eşme{k]hin celyen serîan gadingadat.
19. Ey bu milletin Rabbi olan Allah'ım, Sen Nûr ile
ihtiyacımı yerine getir. Öyle bir Nûr ki, tecellisi seri olur. Ve hemen iş
biter.
بيَاهٍ وَ يَايُوهٍ نَمُوهٍ اَصَاليًا
وَ يَا عَاليًا يَسّرْ اُمُورى بصَيْصَلَتْ
Biyêhin
ve yêyûhin nemûhin esâliyen
ve yê âliyen yessie umûrî bisaysalet
20. Allah’ım! Mabud, Hu, Samed, Şehid ve Kafi
isimlerinin hürmetine işlerimi kolaylaştır.
وَ اَمْنَحْنى يَا ذَاالْجَلَال كَرَامَةً
باَسْرَار علْمٍ يَا حَليمُ بكَ انْجَلَتْ
Ve
emnihnî yêzel celâli kerâmeten
Biesrâri ilmin yê hâlimu bikencelet
21. Ey celal sahibi ve ey Halim! Senin yardımınla
açılacak bir ilmin sırlarıyla bana bir ikram lütfeyle.
وَ خَلّصْنى منْ كُلّ هَوْلٍ وَ شدَّةٍ
بنَصّ حَكيمٍ قَاطع السّرّ اَسْبَلَتْ
Ve
[k]hallisnî min külli hevlin ve şiddetin
Binassi hakîmin gâtiisırri esbelet
22. Sırları kesin ve inkişaf etmiş Kuranı Hakimin
nurani ve açık ifadeleriyle beni her türlü korku ve sıkıntıdan kurtar.
وَ اَحْرسْنى يَا ذَا الْجَلَال بكَاف كُنْ
اَيَا جَابرَ الْقَلْب الْكَسير منَ الْخَبَتْ
Ve
ehrisnî yêzel celâli bikêfi kun
E yâ cêbiral galbil kesîri minel [k]habet
23. Ey Celâl Sahibi Allah'ım, beni kün kef' i ile
koru, ey heybetten ve başarısızlıktan dolayı kırılan kirik kalpleri tamir eden
ve onları canlandıran Allah'ım!
وَ سَلّمْ ببَحْرٍ وَ اَعْطنى خَيْرَ بَرّهَا
فَاَنْتَ مَلَاذى وَالْكُرُوبُ بكَ اَنْجَلَتْ
Ve
sellim bibahrin ve ağtînî [k]hayra berrihê
Feente melâzî velkurûbi bikencelet
24. Bana (ilimden) bir deniz ver ve o denizin
karasının en hayırlı kısmını bana nasip et; çünkü Sen benim sığınağımsın ve
bütün sıkıntılar, ancak Seninle gider...
وَصُبَّ عَلَىَّ الرّزْقَ صَبَّةَ رَحْمَةٍ
فَاَنْتَ رَجَاءُ الْعَالَمينَ وَلَوْ طَغَتْ
Ve
subbe aleyyer-rizga sabbete rametin
Feente racêul âlimîne velev tağat
25. Ve üzerime rızkı rahmet seli gibi yağdır. Çünkü
insanlar azsa da Sen onların umudusun.
وَ اَصْممْ وَ اَبْكمْ ثُمَّ اَعْم عَدُوَّنَا
وَ اَخْرسْهُمْ يَا ذَا الْجَلَال بحَوْسَمَتْ
Ve
esmim ve ebkim sümme ağmi aduvvenê
Vee[k]hrishum yêzel celâli bihavsemet
26. Sen düşmanlarımızı sağır, dilsiz ve kör et; (bizim
ne yaptığımızı bilmesinler...) Ey güçlü Allah'ım, Sen Celâl ve büyüklüğünle
onları kekeme eyle! (Millete yanlışı anlatmasınlar!)
وَ في حَوْسَمٍ مَعَ دَوْسَمٍ وَ بَرَاسَمٍ
تَحَصَّنْتُ بالْاسْم الْعَظيم منَ الْغَلَتْ
Ve
fî havsemin mea devsemin veberâsemin
Tehassentu bil ismil azîmi minel ğalat
27. Alîm ve Ganî isimlerinle beraber Kudretinin
dairesinde, İsm-i Azâm'ınla yanlış yapmaktan korundum.
وَ اَلّفْ قُلُوبَ الْعَالَمينَ جَميعَهَا
عَلَىَّ وَ اَعْطنى الْقَبُولَ بشَلْمَهَتْ
Ve
ellif kulûbel âlemîne cemîahâ
Aleyye ve a’tıni’l-kabule bi şelmehet
28. Bütün âlemlerin kalplerine ülfet ve ünsiyet
bahşet - gönül kapılarını İlâhî hakikatlere aç! Fettâh ismin
hürmetine! Bana, rıza ve makbuliyet libasını giydir!
وَ يَسّرْ اُمُورى يَا الٰهى وَ اَعْطنى
منَ الْعزّ وَ الْعُلْيَا بشَمْخٍ وَ اَشْمَخَتْ
Ve
yessir umûranê yê ilêhî ve ağtinê
Minel izzi vel ulyê bişem[k]hin veeşme[k]hat
29. Ya İlâhî islerimi kolaylaştır ve bize izzet ve
yücelik ver. Alî ve A'lâ isimlerinin hürmetine!...
وَ اَسْبلْ عَلَيْنَا السَّتْرَ وَاشْف قُلُوبَنَا
فَاَنْتَ شفَاءٌ للْقُلُوب منَ الْغَثَتْ
Ve
esbil aleynês-setra veşfi gulûbenê
Feente şifâün lilgulûbi minel ğaset.
30. Ve üstümüze örtünü sarkıtıver; kalplerimize şifa
ver; Sen, korkulardan dolayı hastalanan kalplere şifanın ta kendisisin!
وَ بَاركْ لَنَا اللّٰهُمَّ في جَمْع كَسْبنَا
وَ حُلَّ عُقُودَ الْعُسْر بيَايُوهٍ ارْتَحَتْ
Ve
bâriklenallâhümme fî cem'i kesbinê
Ve hulle ugûdel usri biyêyûhi irtehat
31. Ey Allah'ım, bütün çalışmalarımızı bize bereketli
kil ve her şeyi kolaylaştıran Hû isminle bütün zorluk düğümlerini çöz!
بيَاهٍ وَ يَا يُوهٍ و يَا خَيْرَ بَازخٍ
وَ يَا مَنْ لَنَا الْاَرْزَاقُ منْ جُوده نَمَتْ
Biyêhin
ve yê yûhin ve yê [k]hayra bêzi[k]hin
Ve bê men lenel erzâgu min cûdihî nemet
32. Ey İlâhî, Allah, Hû, Hêyra'l-Hâlikîn isimlerinle
ve bütün rızıkların, güzelliklerin onun cömertlik hazinesinden gelişip gelen
Cevad isminle Sana yalvarıyorum.
نَرُدُّ بكَ الْاَعْدَاءَ منْ كُلّ وجْهَةٍ
وَ بالْاسْم تَرْميهمْ منَ الْبُعْد بالشَّتَتْ
Neruddu
bikel eğdâe min külli vichetin
Vebil ismi termîhim minel buğdi bişşatet
33. Senin gücünle, her yönden gelen bütün düşmanları
reddediyoruz, geri gönderiyoruz! Ve Sen İsm-i Azâm'ınla, uzaktan onlara vurup,
onları dağıtıyorsun!
وَ اَخْذلْهُمْ يَا ذَا الْجَلَال بفَضْل مَنْ
الَيْه سَعَتْ ضَبُّ الْفَلَاة وَ قَدْ شَكَتْ
Ve
e[k]hazilhüm yêzel celêli bi fadli men
İleyhi seat dab'ül felâti vegad şeket
34. Ey Celal sahibi! Çöl kelerinin(kertenkele)
yanına koşarak gelip şikayetini arz ettiği zatın (a.s.m.) hürmetine onları
yüzüstü ve yardımsız bırakarak zelil eyle.
فَاَنْتَ رَجَائى يَا الٰهى وَ سَيّدى
فَفُلَّ لَميمَ الْجَيْش انْ رَامَ بى عَبَتْ
Feente
recâî yê ilêhî ve seyyidî
Fefulle lemîmel ceyşi in râme bî abet
35. Ya İlâhî, umudum Sensin, efendim Sensin; eğer bana
tam isabet edecek bir ok atmak istemişlerse, Sen onların okunu yamult! (Onlara
dönsün!)
وَ كُفَّ جَميعَ الْمُضرّينَ كَيْدَهُمْ
وَ عَنّى باَقْسَامكَ حَتْمًا وَ مَا حَوَتْ
Ve
küffe cemîal mudirrîne keydehum
Veinnî biigsêmike hatmen vemê havet
36. Ya Rabbi, kesin olan iraden ile bütün zarar
verenlerin tuzaklarını ve içlerinde sakladıkları kinlerini benden çevir.
فَيَا خَيْرَ مَسْؤُولٍ وَ اَكْرَمَ مَنْ اَعْطَى
وَ يَا خَيْرَ مَأْمُولٍ الَى اُمَّةٍ خَلَتْ
Feyê
[k]hayra mes'ûlin ve ekrame men eğtâ
Ve yê [k]hayra me'mûlin ilê ümmetin [k]halet
37. Ey kendilerinden dilekte bulunulanların en
hayırlısı ve ihsan edenlerin en hayırlısı; ey umut edilenlerin en hayırlısı,
Sen gelmiş geçmiş bu ümmete rahmet eyle! (onları basarili kil!)
اَقدْ كَوْكَبى بالْاسْم نُورًا وَ بَهْجَةً
مَدٰى الدَّهْر وَ الْاَيَّام يَا نُورُ جَلْجَلَتْ
Egit
kevkebî bil ismi nûran ve behceten
Mededdehri vel eyyâmi yê nûru celcelet
38. İsmi Nûr ve güzellik olan yıldızımı parlat; günler
ve çağlar boyunca, ey sürekli parlayan Nûr olan Allah'ım!
باٰجٍ اَهُوجٍ جَلْمَهُوجٍ جَلَالَةٍ
جَليلٍ جَلْجَليُّوتٍ جَمَاهٍ تَمَهْرَجَتْ
Biêcin
ehûcin celmehûcin celêleten
Celîlin celceliyyûtin cemêhin temehracet
39. Ey Ehad, Bedi,Aziz ve Celil olan Allah’ım Sen’in
bütün güzel isimlerin sonsuz haşmet ve azametiyle sürekli parlamaktadır.
بتَعْدَاد اَبْرُومٍ وَ سمْرَاز اَبْرَمٍ
وَ بَهْرَت تبْريزٍ وَ اُمٍّ تَبَرَّكَتْ
Bitağdêdi
ebrûmin ve simrâzi ebramin
Ve behratin tibrîzin ve ümmin teberraket
40. Ey Evvel ve Ahir olan Allah’ım bütün mahlukatın
arzu ve ihtiyaçlarına cevap veren güzel isimlerini anarak onların bereketine
sığınıyorum.
تُقَادُ سرَاجُ النُّور سرًّا بَيَانَةً تُقَادُ سرَاجُ السُّرْج
سرًّا تَنَوَّرَتْ
Tugâdu
sirâcunnûri sırran beyâneten
Tugâdû sirâcussurci sırran tenevverat
41. Nûr lambası, tutuşturuluyor, gizlice açıklanıyor.
Lambaların lambası tutuşturuluyor, gizlice aydınlanıyor.
بنُور جَلَالٍ بَازخٍ وَ شَرَنْطَخٍ
بقُدُّوس بَرْكُوتٍ به النَّارُ اُخْمدَتْ
Binûri
celêlin bêzi[k]hin ve şeranta[k]hin
Biguddûsi berkûrin bihinnêru u[k]hmidet
42. Celâl ve Hêlik isimlerinin nûruyla ve kibriyânla;
çok bereketli olan Kuddüs ismiyle; bu fitne ateşi söndürüldü.
بيَاهٍ وَ يَا يُوهٍ نَمُوهٍ اَصَاليًا
بطَمْطَامٍ مهْرَاشٍ لنَار الْعدَا سَمَتْ
Biyêhin
ve yê yûhin nemûhin esâliyen
Bitamtâmi mihrâşin linêril idâsemet
43. Mabudu bil hak olan yüce Allah; Hu, Kahhar,
Cebbar, Samed, Şehid ve Selam isimlerinin tecellisiyle düşmanın küfür ve
fitne ateşini söndürür.
بهَالٍ اَهيلٍ شَلْعٍ شَلْعُوبٍ شَالعٍ
طَهىٍّ طَهُوبٍ طَيْطَهُوبٍ طَيَطَّهَتْ
Bihêlin
ehillî şel'in şel'ûbin şêliin
Tahiyyin Tahûbin taytahûbin tayettahet
44. Gerçek Ma’bud, Hak olan ve hakkı gerçekleştiren,
Cemil, Vedud ve Mucib olan Zatın yardımıyla insanlara kendisini sevdirecektir.
اَنُوخٍ بيَمْلُوخٍ وَ اَبْرُوخٍ اُقْسمَتْ
بتَمْليخ اٰيَاتٍ شَمُوخٍ تَشَمَّخَتْ
Enû[k]hin
biyemlû[k]hin ve ebrû[k]hin ugsimet
bitemlî[k]hi êyêtin şemû[k]hin teşemme[k]hat
45. Ey Kayyum ve Vekil olan ve bütün ayetlerinin
hikmetlerini yalnız kendisi bilen Allah’ım Hannan isminin hürmetine dualarımızı
kabul et.
اَبَازيخَ بَيْذُوخٍ وَ زَيْمُوخٍ بَعْدَهَا
خَمَارُوخٍ يَشْرُوخٍ بشَرْخٍ تَشَمَّخَتْ
Ebêzî[k]ha
beyzû[k]hin ve zeymû[k]hin bağdehê
[k]hamêrû[k]ha yeşrû[k]hin bişer[k[hin teşemme[k]hat
46. Ey bütün sırlara vakıf olan Allah’ım Mübdi ve Müid
isimlerinin hürmetine bize şefkat ve merhametinle muamele et.
ببَلْخٍ وَ سمْيَانٍ وَ بَازُوخٍ بَعْدَهَا
بذَيْمُوخٍ اَشْمُوخٍ به الْكَوْنُ عُمّرَتْ
Bibel[k]hin
ve simyênin zebêzu[k]hin bağdehê
Bizeymû[k]hin eşmû[k]hin bihîl kevnü ummirat
47. Her hak sahibinin hakkını layıkıyla veren, her
varlığın ihtiyacını adaletle gideren Adl. Ve haklıyı haksızdan ayıran, hüküm
sahibi Hakem isimlerinin tecellisiyle dünya tahripten kurtulur ve tamir edilir.
بشَلْمَخَتٍ اقْبَلْ دُعَائى وَ كُنْ مَعى
وَ كُنْ لى منَ الْاَعْدَاء حَسْبى فَقَدْ بَغَتْ
Bişelme[k]hatin
(ni)gbel duâî ve kün meî
Ve kün lî minel ağdêi hasbî fegad beğat
48. Hak ism-i şerifin hürmetine duamı kabul buyur,
benim yanımda ol, düşmanlarıma karşı bana kâfi gel; çünkü artık onlar çok ileri
gittiler.
فَيَا شَمْخَثَا يَا شَمْخَثَا اَنْتَ شَمْلَخَا
وَ يَا عَيْطَلَا هَطْلُ الرّيَاح تَخَلْخَلَتْ
Feyê
şem[k]hasê yê şem[k]hasê ente şemle[k]hâ
Ve yê aytalê hetlur-riyâhi te[k]hal[k]halet
49. Selâm isminle duamı kabul et ve benimle beraber
ol; düşmanlara karşı bana Sen kâfi gel; çünkü onlar çok azdılar.
بكَ الْحَوْلُ وَ الصَّوْلُ الشَّديدُ لمَنْ اَتَى
لبَاب جَنَابكَ وَ الْتَجَى ظُلْمَةُ انْجَلَتْ
Bikel
havlu vessavluş-şedîdu limen etê
Liebi cenâbike veltecê zulmetüncelet
50. Korunmak ve düşmana şiddetli hücum
gerçekleştirmek ancak senin yardımınladır. Senin yüce kapına sığınanın
karanlığı dağılır.
بطٰهٰ وَ يٰسۤ وَ طٰسۤ كُنْ لَنَا
بطٰسۤمۤ للسَّعَادَة اَقْبَلَتْ
Bi
tâ-hâ ve yâ-sîn ve tâ-sîn kün lenê
ve tâ-sîn-mîm lisseâdeti egbelet
51. Ta-Ha, Ya-Sin, Ta-Sin ve Ta-Sin-Mim ile bize
yönelip gelen bir saadete ermek için bizim yardımcımız ol.
وَ كَافٍ وَ هَايَاءٍ وَ عَيْنٍ وَ صَادهَا
كفَايَتُنَا منْ كُلّ عَيْنٍ بنَا حَوَتْ
Ve
kêfin ve hê yêin ve aynin ve sâdihâ
Kifâyetünê min külli aynin binê havet
52. Kâf Hâ Yâ Ayn ve Sadlarıyla; bizi kuşatan her kötü
gözden korunuruz!
بحَاميمَ عَيْنٍ ثُمَّ سينٍ وَ قَافهَا
حمَايَتُنَا منْ كُلّ سُوءٍ بشَلْمَهَتْ
Bi
hâ mîmin aynin sümme sînin ve gâfihê
Himâyetünê min külli sûin bişelmehet
53. Hâ Mîm, Ayn sonra Sîn ve Kaflarıyla; Selâm isminle
her nevi kötülükten korunuruz!
بقَافٍ وَ نُونٍ ثُمَّ حَاميمٍ بَعْدَهَا
وَ في سُورَة الدُّخَان سرًّا قَدْ اُحْكمَتْ
Bi
gâfin ve nûnin sümme hâ mîmin bağdehê
Ve fî surâtid-du[k]hâni sirran gad uhkimnet
54. Kaf ve Nûn ve onlardan sonraki Hâ Mîm ile yine
korunuruz, Ve Duhan suresinde sağlam bir sır vardır.
باَلفٍ وَ لَامٍ وَ النّسَاء وَ عُقُودهَا
وَ في سُورَة الْاَنْعَام وَ النُّور نُوّرَتْ
Bi
êlifin ve lâmin vennisêi veugûdihê
Ve fî sûretil en'âmi vennûri nuvvirat
55. Elif Lam ile ve Nîsâ sûresiyle ve Mâide ukûduyla;
En'âm ve Nûr surelerinde bir nur parlamıştır.
وَ اَلفٍ وَ لَامٍ ثُمَّ رَاءٍ بسرّهَا
عَلَوْتُ بنُور الْاسْم منْ كُلّ مَا جَنَتْ
Ve
êlifin ve lâmin sümme râin bisirrihê
Alevtü binûril ismi min külli mê cenet
56. Elif Lâm sonra peşlerindeki Ra sırrıyla; Nûr
isminle bütün (süflî) ruhanilerin üstüne çıktım.
وَ اَلفٍ وَ لَامٍ ثُمَّ ميمٍ وَ رَائهَا
الٰى مَجْمَع الْاَرْوَاح وَ الرُّوح قَدْ عَلَتْ
Ve
êlifin ve lâmin sümme mîmin ve râihê
İlê mecmail ervâhi verrûhu gad alet
57. Elif Lam sonra Mîm ve Ra'sı ile Ruhların mecmaina
yükseldim. Fakat gerçek Ruh çok yücedir.
بسرّ حَوَاميم الْكتَاب جَميعهَا
عَلَيْكَ بفَضْل النُّور يَا نُورُ اُقْسمَتْ
Bisırrin
havêmîmil kitêbi cemîihê
Aleyke bifadlinnûri yê nûru ugsimet
58. Kitabin (Kurân'ın) bütün Hâ Mîm'lerinin sırrıyla
üzerime Nûr isminin fazlı aksin, ey bölümlere ayrılmış Nûr!
بعَمَّ عَبَسَ وَ النَّازعَات وَ طَارقٍ
وَ في وَالسَّمَاء ذَات الْبُرُوج وَ زُلْزلَتْ
Biamme
abese vennêziâti ve târigin
Ve fî vessemêi zâtil burûci ve zulzilet
59. Amme, Abese, Nâziat ve Târik sûrelerinle
Ve's-semâ-i Zâti'l-Burûc ve Zilzal sûreleri hürmetine;
بحَقّ تَبَارَكَ ثُمَّ نُونٍ وَ سَائلٍ
وَ في سُورَة التَّهْميز وَ الشَّمْس كُوّرَتْ
Bihaggi
tebêrake sümme nûnin ve sêilin
Ve fî sûretitt-tehmîzi veşşemsi kuvvirat
60. Tebâreke, sonra Nûn sonra Seele Sâil sûreleri
hürmetine. Hümeze, Ve's-semsi Küvvirat surelerinin hakkı için;
وَ بالذَّاريَات الذَّرّ وَ النَّجْم اذَا هَوَى
وَ باقْتَرَبَتْ لىَ الْاُمُورُ تَقَرَّبَتْ
Ve
bizzâriyâtiz-zerri vennecmi iz hevê
Ve bigterabet liyel umûru tegarrabet
61. Ve'z-zâriyât-i zerven, Ve'n-necmi izâ hevâ,
Veikterabet sûreleriyle bana isler yakınlaştırıldı.
وَ في سُوَر الْقُرْاٰن حزْبًا وَ اٰيَةً
عَدَدَ مَا قَرَأَ الْقَارى وَ مَا قَدْ تَنَزَّلَتْ
Ve
fî suveril gur'êni hizben ve êyeten
Adede nê garael gâriu vemê gad tenezzelet
62. Bütün Kurân sûrelerinin içinde hizip ve ayet
olarak, okuyanın okuduğu ve manen nâzil olduğu kadar sırlar vardır.
فَاَسْئَلُكَ يَا مَوْلَاىَ بفَضْلكَ الَّذى
عَلَى كُلّ مَا اَنْزَلْتَ كُتُبًا تَفَضَّلَتْ
Fees
elüke yê mevlâye fî fadlikellezî
Alê külli mê enzelte kutben tefeddalet
63. İşte ey Allah'ım, Senin fazlınla bu şekilde
yazdırdığın üstün kitaplar hürmetine Sana yalvarıyorum.
باٰهيًّا شَرَاهيًّا اَذُونَاى صَبْوَةٍ
اَصْبَاءوُثٍ اٰل شَدَّاىَ اَقْسَمْتُ بطَيْطَغَتْ
Biêhiyyen
şerâhiyyen ezûnêyi sabvetin
Esbâvusin êli şeddeye egsemtü bitaytağat
64. Ey Hayy ve Kayyum olan Allah’ım! Senin her şeye
gücü yeten ve kudretiyle bütün varlık alemini kuşatan Kadir ve Cebbar
isimlerinin üzerine kasem ederek sana yalvarıyorum.
بسرّ بُدُوحٍ اَجْهَزَطٍ بَطَدٍ زَهَجٍ
بوَاح الْوَحَا بالْفَتْح وَ النَّصْر اَسْرَعَتْ
Bisirrin
budûhin echezetin betadin zehecin
Bivêhil vâhâ bil fethi vennasri esraat
65. Ey Allamü’l-Ğuyub olan Allah’ım! Fetih kapılarını
ve gayb alemlerinin sırlarını açan Fettah isminin nuruyla ve Sen’in inayetinle
fetihler nasip olur..
بنُور فَجَشٍ مَعَ ثَظْخَزٍ يَا سَيّدى
وَ بالْاٰيَة الْكُبْرَى اَمنّى منَ الْفَجَتْ
Binûri
feceşin mea set[k]hatin yê seyyidî
Vebil âyetil kübrâ eminnî minel fecet
66. Âyetü’l-Kübrâ hürmetine beni kurtar, emanet
ve emniyet ver.
بحَقّ فَقَجٍ مَعَ مَخْمَةٍ يَا الٰهَنَا
باَسْمَائكَ الْحُسْنَى اَجرْنى منَ الشَّتَتْ
Bihaggi
fegacin mea me[k]hmetin yê ilêhê
Biesmâikel husnê ecirnî mineş-şetet
67. Ey İlah’ımız Fettah ve Rezzak isimlerinin
hürmetine ve Esma-i Hüsna diye tarif edilen bütün güzel isimlerinin hakkı için
beni dağınıklık ve perişaniyetten kurtar.
حُرُوفٌ لبَهْرَامٍ عَلَتْ وَ تَشَامَخَتْ
وَاسْمُ عَصَا مُوسٰى به الظُّلْمَةُ انْجَلَتْ
Hurûfun
libehrâmin alet veteşê me[k]hat
Vesmu asâ Mûsâ bihiz-zulmetuncelet
68. Bunlar Nûr harfleridir. Yüce ve yüksektirler.
Asâ-yi Mûsa ismiyle de karanlık dağıldı.
تَوَسَّلْتُ يَا رَبّ الَيْكَ بسرّهَا
تَوَسُّلَ ذى ذُلٍّ به النَّاسُ اهْتَدَتْ
Tevesseltü
yâ rabbi ileyke bisirrihê
Tevessüle zî züllin bihinnêsüytedet
69. Bunların sırrını kendime şefaatçi ederek Senden
niyazda bulunuyorum. Bu, insanların kendisiyle doğru yolu bulduğu zillet ve
tevâzû sahibi birinin tevessülü gibi olsun.
حُرُوفٌ بمَعْنَاهَا لَهَا الْفَضْلُ شُرّفَتْ
مَدٰى الدَّهْر وَ الْاَيَّام يَا رَبّ انْحَنَتْ
Hurûfun
bimağnâhê lehel fadlü şurrifet
Mededdehri vel eyyâmi yâ rabbinhanet
70. Ey merhametli rabbim! Bunlar öyle harflerdir ki,
manaları sebebiyle çağlar boyu üstünlük kendilerine bahşedilmiş ve
yüceltilmişlerdir.
دَعَوْتُكَ يَا اَللهُ حَقًّا وَ انَّنى
تَوَسَّلْتُ بالْاٰيَات جَمْعًا بمَا حَوَتْ
Deavtüke
yâ Allâhu haggan ve innenî
Tevesseltü bil êyêti cem'an bimê havet
71. Ey Allahım! Gerçekten bütün ayetler ve ihtiva
ettikleriyle sana tevessülde bulunarak yalvardım.
فَتلْكَ حُرُوفُ النُّور فَاَجْمَعْ خَوَاصَّهَا
وَ حَقّقْ مَعَانيهَا بهَا الْخَيْرُ تُمّمَتْ
Fetilke
hurûfun-nûri fecmağ [k]havâssahê
Ve haggig meânihê bihel [k]hayru tummimet
72. İşte o nur harflerinin havassını bende topla,
Her türlü hayrın sayelerinde tamamlandığı manalarını gerçekleştir.
وَ اَحْضرْنى عَوْنًا خَديمًا مُسَخَّرًا
طُهَيْمَفَيَائيلُ به الْكُرْبَةُ انْجَلَتْ
Feehdirnî
avnen [k[hâdimen musa[k]h[k]haran
Tuheymefeyâile bihil kurbetüncelet
73. Bana itaat eden yardımcı bir hizmetçi gönder.
Onunla sıkıntım ortadan kalksın.
سَخّرْ لى فيهَا خَديمًا يُطيعُنى
بفَضْل حُرُوف اُمّ الْكتَاب وَ مَا تَلَتْ
Fe
sehhır lî fîhâ hadîmen yütiuni
Bi fadli hurufi ümmil kitâbi ve mâ telet
74. Ümmü’l-Kitab olan Fatiha Suresi ve onu takip
eden sureler hürmetine bu konuda bana itaat edecek bir hizmetçi musahhar kıl.
وَ اَسْئَلُكَ يَا مَوْلَاىَ في اسْمكَ الَّذى
به اذَا دُعىَ جَمْعُ الْاُمُور تَيَسَّرَتْ
Fe
es’elüke yâ mevlâya fismikellezî
Bihî izâ düıye cem’ul ümûri teyesserat
75. Ey mevlam! Kendisiyle çağrıldığında bütün
işlerin kolaylaştığı isminle (İsm-i A’zamınla) sana yalvarıyorum.
الٰهى فَارْحَمْ ضَعْفى وَ اغْفرْ لى زَلَّتى
بمَا قَدْ دَعَتْكَ الْاَنْبيَاءُ وَ تَوَسَّلَتْ
İlâhi
ferham da’fi vağfirlî zelleti
Bi mâ kad deatkel enbiyâü ve tevesselet
76. İlahi! Peygamberlerin sana yaklaşmak için
vesile ettikleri hürmetine zayıflığıma merhamet et. Günahlarımı bağışla.
اَ يَا خَالقى يَا سَيّدى اقْض حَاجَتى
الَيْكَ اُمُورى يَا الٰهى تَسَلَّمَتْ
Eyâ
hâliki yâ seyyidî ıkdı hâcetî
İleyke ümûrî yâ ilâhî tesellemet
77. Ey yaratıcım ve seyyidim! İhtiyacımı yerine getir! İşlerim sana
havaledir.
تَوَسَّلْتُ يَا رَبّ الَيْكَ باَحْمَدَا [ص]
وَ اَسْمَائكَ الْحُسْنٰى الَّتى هىَ جُمّعَتْ
Tevesseltü
yâ rabbî ileyke bi ahmedâ
Ve
esmâikel husnelletî hiye cümmiat
78. Yâ Rabbi! Hz. Muhammed’i (a.s.m.) ve burada cem
edilen güzel isimlerini şefaatçi kılarak, vesile ederek senden niyaz
ediyorum.
فَجُدْ وَ اعْفُ وَ اَصْفَحْ يَا الٰهى بتَوْبَةٍ
عَلٰى عَبْدكَ الْمسْكين منْ نَظْرَةٍ عَبَتْ
Fecud
vağfu vesfah yê ilêhî bitevbetin
Alê abdikel miskîni min nezratin abet
79. Yâ ilahi! Yersiz bir bakışa kadar tüm
hatalarından tevbe etmeyi şu miskin kuluna lütfeyle ve hatalarını affet.
وَ وَفّقْنى للْخَيْر وَ الصّدْق وَ التُّقَى
وَ اَسْكنَّنى الْفرْدَوْسَ مَعَ فرْقَةٍ عَلَتْ
Veveffignî
lil[k]hayri vessıdgi vettugâ
Veeskinniyel firdevse mea firgatin alet
80. Beni hayra, doğruluğa ve takvaya muvaffak eyle ve
yüksek cemaat ile Firdevs Cennetine yerleştir.
وَ كُنْ بى رَؤُوفًا في حَيَاتى وَ بَعْدَمَا
اَمُوتُ وَ اَلْقٰى ظُلْمَةَ الْقَبْر انْجَلَتْ
Vekün
bî raûfen fî hayêtî ve bağde mê
Emûtu veelgâ zulmetel gabrincelet
81. Hayatımda ve öldükten sonra ve kabrin
karanlıklarını üstümden atıp, nuru görünce bana şefkatle muamele et.
وَ في الْحَشْر بَيّضْ يَا الٰهى صَحيفَتى
وَ ثَقّلْ مَوَازينى بلُطْفكَ انْ خَفَّتْ
Ve
filhaşri beyyid yê ilêhî sahîfetî
veseggil mevêzînî bilutfike in [k]haffet
82. Ve haşirde ya İlâhî amel defterimi beyaz kil; eğer
tartılarım hafif gelirse Sen onları ağırlaştır.
وَ جَوّزْنى حَدَّ الصّرَاط مُهَرْولاً
وَ احْمنى منْ حَرّ نَارٍ وَ مَا حَوَتْ
Vecevviznî
haddes-sırâtimuhervilen
Vehminî min harri nârin vemê havet
83. Beni hızla Sırat sınırından geçir. Beni ateşin
(Cehennemin) ve içindekilerin sıcaklığından koru!
وَ سَامحْنى منْ كُلّ ذَنْبٍ جَنَيْتُهُ
وَ اغْفرْ خَطيئَاتى الْعظَامَ وَ انْ عَلَتْ
Vesêmihnî
min külli zenbin ceneytuhû
Vağfir [k]hatîyetiyel izâme ve in alet
84. Ve işlediğim bütün günahlarda bana müsamaha
göster. Çok çok kabarık olsa da benim bütün günahlarımı affet...
فهٰذاَ خَواتَمُهُنَّ مَنْ قَدْ خَصَّصْتُه
ا بسر منَ الْْسَْرارَ فى اللوَّْح أنُْزلَتْ
Fe
hâzâ havâtimühünne men kad hassastühâ
Bi
sirrin minel esrâri fil levhı ünzilet
85. Bu; indirilen levhadaki sırlardan bir sır ile,
özel olarak seçtiğim kimseye onların mühürleridir!
Başka bir meal: Bu isimler onların sonuncusudur. Bu
sırlar da Levh-i Mahfuzdan indirilmiş olan isimlere aittir.
ثَلاثُ عص ٍّى صُففَتْ بَعْد خاتََمٍ
عَلىَ رَأْسها مثْلُ السهام تَقَوَّمَتْ
Selâsü
ısıyyin suffifet ba'de hâtemin
Alâ
ra'sihâ mislüs sihâmi tekavvemet
86. Mühürden sonra onların başında ok gibi hizaya
sokan sıralanmış üç sopa! Başının üzerinde iki misli yatırılmış çizgi.
Başka bir meal: Üç asa; son isimden sonra yan yana
dizilmişler, başlarına kılıç konmuş.
وَميمٌ طَميسٌ أبْتَرُ ثُمّ سُلمَُّ
وفى وَسَطهاَ باالْجَرَّتَيْن تَشَرْبَكَتْ
Ve
mîmün tamîsün ebteru sümme süllemü
Ve
fi vasatihâ bil cerrateyni teşerbeket
87. Ve sönük (tek gözlü mim) ebterdir, sonra merdiven!
Ortasındaki iki esre ile.
Başka bir meal: Ve bacağı silik bir mim, ardından
gelen bir merdiven, ortasında iki esre.
وارَْبَعَةٌ تُحْكىٖ الْْنَامَلَ بَعْدهَا
تُشيرُ الىَ الْخَيْراتَ والرزْقَ جُمعَتْ
Ve
erbeatün tühkil enâmile ba'dehâ
Tüşîru
ilel hayrâti ver rızka cümmiat
88. Ve ondan sonra hayırlara ve yığılmış rızka işaret
eden, hikaye (tarif) edilen dört parmak ucu.
Başka bir meal: Ondan sonra da parmaklara benzeyen
dört çizgi, gelecek olan hayır ve rızıklara işaret.
وَهَاءٌ شَقٖيقٌ ثُمَّ وَاوٌ مُقَوَّسٌ
كَانُْبُوب حَجَّامٍ منَ السر قَدْحَوَتْ
Ve
haün şekıkun sümme vâvün mükavvesün
Ke
ünbûbi haccâmin mines sirri kad havet
89. İki gözlü “He” , sonra kıvrık “Vav”, hacamat
yapanın tüpü gibi barındırdığı sırdan (alan)!
Başka bir meal: Ve ikiye bölünmüş he harfi, ardından
yay halinde bir vav harfi. Bu harfler içerdikleri sırların tesiri ile
hacamatçının boynuzu gibi olmuşlar.
وَاوَاخَرُهَا مثْلُ الْْوََائل خاتََمٌ
خُماسَيٌّ أرْكانٍ به السرُّ قَدْحَوَتْ
Ve
evâhıruhâ mislül evâili hâtemün
Humâsiyyü
erkânin bihis sirru kad havet
90. Ve onların sonunda başındaki gibi mühür var!
Taşıdığı sır o beş esasta!
Başka bir meal: Sonunda da köşeli bir mühür, baştakine
benzer.
فَعَدلْهُ منْ بعْد عَشْرٍ ثَلَاثَةً
وَلاتََكُ فى احْصَاءهاَ مُتَوَهمَتْ
Fe
addilhü min ba'di aşrin selâseten
Ve
lâ tekü fî ıhsâihâ mütevehhimet
91. Onüç’ten sonra onu değiştir! Onu saymada sakın
vehme kapılma! (şüpheye düşüp vazgeçme)
Başka bir meal: On sayısından sonra üçte doğruluktan
ayrılarak vehme kapılıp saymaya kalkışma.
ثَلاثٌَ منَ التَّوْرَات لاشََكَّ ارَْبَعُ
وَارَْبَعٌ منْ انْجيل عيسىٰ بْن مَرْيَمَتْ
Selâsün
minet tevrâti lâ şekke erbeu
Ve
erbeun min incîli İsebnü meryemet
92. Üç Tevrat’tan, hiçbir şüphe yok dört!
Ve dört Meryem oğlu İsa’nın İncil’inden!
Başka bir meal: Bunların üçü Tevrat’ta, şüphesiz dördü
de Meryem oğlu İsa’nın İncil’indedir.
93
وَخَمْسٌ منَ الْقرُْاٰن هُنَّ تَمَامُه
اَ الىَ كُل مَخْلوُقٍ فَصٖيحٍ وَابَْكَمَتْ
Ve
hamsün minel kur'âni hünne temâmühâ
İlâ
külli mahlûkın fesıyhın ve ebkemet
93. Beş de Kur’an’dan. Onlar onun tamamıdır! Herbir
mahluka apaçık, dilsiz değil!
Başka bir meal: Kur’an’daki ise bunların tamamıdır.
Konuşan konuşmayan herkes ondan faydalanır.
فَهٰذا اسْمُ الله جَلَّ جَلالَهُُ
وَأسَْمَائُهُ عنْدَ البَريَّة قَدْ سَمَتْ
Fe
hâzâ ismüllâhi celle celâlühû
Ve
esmâühû ındel beriyyeti kad semet
94. İşte bu Allah celle celalühü’nün ismidir. O’nun
isimleri yeryüzünde yücedir.
İkinci cümle farklı olarak: Ve O’nun ismi bütün
yaratılmışların yanında yücedir.
فَهٰذاَ اسْمُ الله يا قارَئُ إنْتَبه
وَلاتَرْتَددْ تَبْلى لرُوحكَ بالْخَبَتْ
Fe
hâzâ ismüllâhi yâ kâriüntebih
Ve
lâ tertedid teblî li rûhıke bil habet
95. Ey okuyan! Bu Allah’ın ismidir! Dikkat et! Ruhun
sönüp, pörsüyüp solmasın (irtidat etmesin)!
Başka bir meal: Ey okuyan! İşte bu Allah’ın ismidir.
Uyan ve şüpheye düşme. Ruhun zayıflayarak derelerde ve vadilerde gezmesin.
96 فَهٰذا اسْمُ الله ياَ جاهَلُ إعْتَقدْ
وَايّاكََ تَشْكُكْ تَتْلفُُ الرُّوحَ وَالْجَنَتْ
Fe hâzâ ismüllâhi yâ câhilu'tekıd
Ve iyyâke teşkük tetlüfür rûha velcenet
Ey cahil! Bunlar Allah’ın isimleridir! İnan! Sakın
şüphe etme! Ruhu telef edip cinayet işlemeyesin!
97 فَخُذْ هٰذه الْْسْماءََ حَقاًّ وَاخَْفهَا
فَفيهاَ منَ الْْسْرَار مَالاَ بهٖ لَوَ تْ
Fe
huz hâzihil esmâe hakkan ve ahfihâ
Fe
fîha minel esrâri mâ lâ bihî levet
Bu isimleri al ve gizle! İçlerinde saptırmayan sırlar
vardır!
Başka bir meal: Bu isimleri hakkı ile öğren ve sakla.
Onda nice sırlar gizlidir.
98
بهَا الْعَهْدُ وَالمْيثَاقُ وَالْوَعْدُ وَلاقَا
وَبالْمسْك وَاْلكَافُور حَقًّا قَداخْتَمَتْ
Bihel
ahdü vel mîsâku vel va'dü vel likâ
Ve
bil miski vel kâfûri hakkan kadıhtemet
Ezel bezmindeki söz, sözleşme, müjde ve öldükten
sonraki dirilme bu isimle gerçekleşir.
Böylece misk ve kafurla gerçekten söz sona erdi.
99 وَلاَ تُعْط ذَا اْلْسَْمَاء يَوْماً لجَاهلٍ
وَلَوْ كَانَ مَعَ أنُْثَى لكََا نَتْ به سَمَتْ
Ve
lâ tu'tı zel esmâi yevmen li câhilin
Ve
lev kâne mea ünsâ le kânet bihî semet
Bu sözleri sakın cahillere bildirme.
Bu isimler bir kadının yanında olsaydı, bu isimlerdeki
ilahi sırlardan dolayı yücelirdi.
100 فَإن كَانَ حَاملهَُا منَ الْخَوْف هَارب اً
فَاقَْبلْ وَلاَ تَخْشَ الْمُلوُكَ بمَا حَوَت
Fe
in kâne hâmilühâ minel havfi hâriben
Fe
akbil ve lâ tahşel mülûke bi mâ havet
Bu isimleri duyan korkup kaçarsa, sen korkunun üzerine
git.
Bu esmaların sırlarından dolayı krallardan bile
korkma.
101
فَإن كَانَ مَصْرُوعاً منَ الْجن وَاقع اً
فَحَاميمَ حَرْفُ الْعَيْن يَا صَاحُ قطُعَتْ
Fe
in kâne masrûan minel cinni vâkıan
Fe
hâmîme harfül ayni yâ sâhu kuttıat
Cin çarparak sara hastalığına yakalanan,
Ha-Mim-Ayn-Sin-Kaf sayesinde şifa bulur.
Başka bir meal: Eğer cinlerden dolayı sara gibi
olduysan, o zaman Ha-Mim i Ayn harfine çağır ve Ya Sah ismiyle kopar..
102
فَتَرْسمُ منْ فَوْق الْجَبين حُرُوفَهَا
فَهَاهيَ اسْمُ الله جَميعاً تَفَضَّلَتْ
Fe
tersimü min fevkıl cebîni hurûfehâ
Fe
hâ hiye ismüllâhi cemian tefaddalet
Bu harfleri hastanın alnına yazarsın, resmedersin.
İşte bunların hepsi Allah’ın yüce ve faziletli
isimleridir.
103
وَإن كَانَ إنسَاناً يَخَافُ عَدُوَّه
ُ
وَلاَ تَخْشَ منْ بَاس الْمُلوُك وَلَوْ طَغَتْ
Ve
in kâne insânen yehâfü adüvvehû
Ve
lâ tahşe min be'sil mülûki velev tağat
Şayet insan düşmanından korkuyorsa; ne kadar azgın
olurlarsa olsunlar(bu isimler sayesinde) krallardan bile korkmaz.
104
فَإن كَانَ هَذَا الْاسمُ في مَال تَاجرٍ
فَؤمَْوَالهُُ بالْخَيْر وَالْجُود قَدْ نَمَتْ
Fe
in kâne hâzel ismü fî mâli tâcirin
Fe
emvâlühû bil hayri vel cûdi kad nemet
Şayet bu isimler bir tüccarın malının yanında olsa,
malı hep hayırla bereketlenir.
105 وَإن كُنْتَ حَاملهََا منَ الْخَوْف هَارب اً
فَا قَْبلْ وَلاَ تَخْشَ فَتَؤمَْنْ منَ الْخَبَتْ
Ve
in künte hâmilehâ minel havfi hâriben
Fe
akbil ve lâ tahşe fe te'men minel habet
Şayet isimler üzerinde iken sakın korkma!
Korkunun üstüne yürü, o zaman korkudan kurtulacaksın.
106 فَيَا حَاملَ الْاسْم ا لذَى جَلَّ قَدْرُهُ
تَوَقّٰى به كُلَّ الْامُُور تَسَلمََّتْ
Fe
yâ hâmilel ismillezî celle kadruhû
Tevekkâ
bihî küllel ümûri tesellemet
Ey kadri yüce ismi taşıyan!
Bütün tehlikeli işlerden kurtuldun ve selamete erdin!
107
فَقَاتلْ وَ لَا تَخْشَ وَ حَاربْ وَ لَا تَخَفْ
وَ دُسْ كُلَّ ارَْضٍ بالْوُحُوش تَعَمَّرَتْ
Fe
kâtil ve lâ tahşe ve hârib ve lâ tehaf
Ve
düs külle ardın bil vühûşi teammerat
Savaş, korkma! Çarpış, çekinme!
Vahşi ve acımasız zalimlerle dolu her yere gir!
108
وَ اقَْبلْ وَلَا تَهْرَبْ وَ خَاصمْ مَنْ تَشَاءُ
وَلَا تَخْشَ بَؤسًْا للمُلوُك وَلَوْ حَوَتْ
Ve
akbil ve lâ tehrab ve hâsim men teşâü
Ve
lâ tehşe be’sên lil mulûki velev havet
Saldır, kaçma! Dilediğin düşmanla mücadele et!
Dört bir yanını kuşatmış olsa da hiç bir melikin
gücünden korkma!
109
فَلَا حَيَّةٌ تَخْشَى وَلَا عَقْرَبٌ تَرَى
وَلَا اسََدٌ يَؤتى اليَْكَ بهَمْهَمَتْ
Fe
lâ hayyetün tahşâ ve lâ akrabün terâ
Ve
lâ esedün ye’ti ileyke bi hemhemet
Ne bir yılandan korkarsın, ne de bir akrep görürsün.
Ne de bir aslan gürleyerek sana gelir!
110
وَلَا تَخْشَ منْ سَيْفٍ وَلَا طَعْنَ خَنْجَرٍ
وَلَا تَخْشَ منْ رُمْحٍ وَلَا شَ ٍّر اسَْهَمَتْ
Ve
lâ tahşe min seyfin ve lâ ta’nin hancerin
Ve
lâ tahşe min rumhin ve lâ şerrin eshemet
Ne bir kılıçtan, ne bir hançerin yaralamasından, ne
bir mızraktan ve ne ortalığı almış şerden korkma!
111
جَزَا مَنْ قَرَأَ هَذَا شَفَاعَةُ احَْمَداَ
وَ يُحْشَرُ في الْجَنَّات مَعَ حُورٍ صُففَتْ
Cezâ
men kara hâzâ şefâatü ahmedâ
Ve
yühşeru fil cennâti maa hûrin suffifet
Bunu okuyanın mükafatı, Hz. Muhammed’in (S.A.V.)
şefaatidir.
Ve o, saf saf dizilmiş hurilerle Cennetlerde
haşrolacaktır.
112
وَ اعْلَمْ بانََّ الْمُصْطَفٰ خَيْرُ مُرْسَلٍ
وَ افَْضَلُ خَلْق الله مَنْ قَدْ تَفَرَّقَتْ
Va’lem
bi ennel Mustafâ hayru mürselîn
Ve
efdalü halkıllâhi men kad teferrakat
Bil ki Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) en üstün
peygamberdir.
Allah’ın yeryüzüne yayılmış kullarının en
faziletlisidir.
113 وَ صَدرْ به منْ جَاهه كُلَّ حَاجَةٍ
وَ سَلْهُ لكَىْ تَنْجُو منَ الْجَوْر وَ الطَّغَتْ
Ve
saddir bihî min câhihî külle hâcetin
Ve
selhü li key tencü minel cevri vettağat
Yüce şanından dolayı her dileğinin başında onu an.
Onu şefaatçi et ki zulüm ve tecavüzden kurtulasın.
114
وَ صَل الٰهى كُلَّ يَوْمٍ وَ سَاعَةٍ
عَلىَ الْمُصْطَفٰى الْمُخْتَار مَ ا نَسْمَةٌ سَمَتْ
Ve
salli ilâhi külle yevmin ve sâatin
Alel
mustafal muhtâri mâ nesmetün semet
Yâ ilahi! Her gün, her an ve her rüzgar estikçe o
seçkin Mustafa’ya (S.A.V.) salat eyle.
115
وَ صَل عَلىَ الْمُخْتَار وَ الْاٰل كُلهمْ
كَعَد نَبَات الْارَْض وَ الريح مَا سَرَتْ
Ve
salli alel muhtâri vel âli küllihim
Ke
addi nebâtil ardı ver rihı mâ seret
O seçilmişe ve bütün aline yeryüzünün bitkileri ve
esen rüzgarın esintileri adedince salat eyle.
116
وَ صَل صَلَاةً تَمْلََُ الْارَْضَ وَ السَّمَاءَ
كَوَبْل غَمَامٍ مَعَ رُعُودٍ تَجَلْجَلَتْ
Ve
salli salâten temleül arda ves semâe
Kevebli
ğamâmin maa ruûdin tecelcelet
Parıldayan şimşeklerle birlikte bulutlardan dökülen
yağmurlar adedince ve yeri göğü dolduracak kadar salat eyle.
117
فَيَكْ فيكَ انََّ اللهَ صَلٰىّ بنَفْسه
وَامَْلَاكَهُ صَلتَّْ عَلَيْه وَ سَلمََّتْ
Fe
yekfîke ennallâhe sallâ bi nefsihî
Ve
emlâkehû sallet aleyhi ve sellemet
Bizzat Allah’ın ve meleklerinin ona salat ve selam
getirmesi -O’nun (S.A.V.) şan ve şerefinin büyüklüğünü anlaman için- sana
yeter.
118 وَ سَلم عَلَيْه دَائمًا مُتَوَسلا ً
مَدٰى الدَّهْر وَ الْايََّام مَا شَمْسٌ اشَْرَقَت
Ve
sellim aleyhi dâimen mütevessilen
Meded
dehri vel eyyâmi mâ şemsün eşrakat
Yıllar
ve günler sürdükçe ve güneş ışık saçmaya devam ettikçe, O’nu (S.A.V.) şefaatçi
ve vesile yaparak sürekli olarak ona selam et.
119
وَ سَلم عَلىَ الْاطَْهَار منْ اٰل هَاشمٍ
عَدَدَ مَا حَجَّ الْحَجيجُ وَ سَلمََّتْ
Ve
sellim alel ethâri min âli hâşimin
Adede
mâ haccel hacîcü ve sellemet
Ali Haşim’in o paklarına, hac ziyaretinde bulunan
hacıların sayısınca selam eyle!
120
وَارْضَ يَا الٰهى عَنْ ابَى بَكْرٍ مَعَ عُمَرَ
وَارْضَ عَلٰى عُثْمَانَ مَعَ حَيْدَر الثَّبَتْ
Verda
yâ ilâhî an Ebî Bekrin mea Omera
Verda
alâ Osmâne mea Haydaris sebet
Yâ
İlahi! Ebu Bekir (r.a.) ve Ömer’den (r.a.), Osman (r.a.) ve hakta sebat eden
Haydar’dan (r.a.) da razı ol.
121
كَذَا الْاٰلُ وَالْاصَْحَابُ جَمْعًا جَميعُهُمْ
مَعَ الْاوَْليَاء وَ الصَّالحينَ وَمَا حَوَتْ
Kezel
âlü vel ashâbü cem’an cemîuhüm
Maal
evliyâi ves sâlihine ve mâ havet
Aynı
şekilde bütün âl ve ashabından, evliya ve salihlerden ve bunlara tabi herkesten
razı ol.
122
مَقَالُ عَل ٍّى وَ ابْن عَم مُحَمَّدٍ
وَ سرُّ عُلوُمٍ للخَلَائق جُمعَتْ
Mekâlü
Aliyyin vebni ammi Muhammedin
Ve
sirru ulûmin lil halâikı cümmiat
Bu Hz. Muhammed’in (S.A.V.) amcasının oğlu Ali’nin
(r.a.) sözleridir.
Ve onda mahlukatla ilgili ilimlerin özü ve sırrı
toplanmıştır. ‘‘
(Kemal Demirez/Lebrizi)
Yorumlar
Yorum Gönder